Friday 29 November 2013

EXPO 2020 - Dubai - Izmir vs...

Sanat galerilerinde olur ya hani şöyle tabloya bir yaklaşıp bir uzaklaşarak izleyen seyirciler.. yakından bütünü göremez fazla uzaklaşırsa detayı kaybeder diye iki adım ileri, iki adım geri gidip gelip tabloyu izler, hakkıyla görebilmek için. Aynısı kendimizi, ülkemizi, insanımızı ve kendi alışkanlıklarımızı anlamak için de geçerli. Cok yakından bakınca, bir parçası oluyorsun, hemen dibindekinden ötesini göremiyorsun, fazla uzaklaşırsan da içindeki güzellikleri renkleri farkedemiyorsun.

Şu günlerdeki en hararetli konulardan birisi olan EXPO 2020 ile bunu bir kere daha anladım. Hoş en hararetli konu dedim de bu Dubai de böyle hararetli tartışılan, heyecanla beklenilen bir şeydi. Türkiye de ise çoğunluğun haberi bile yoktu.
Bu konuda yazmaya başlarsam, nasıl zor ve kısa sureliğine motive olduğumuzdan başlayıp, kendi iç çekişmelerimize geri dönüp, dünyaya kapalı zihinlerimizden dem vurup, mucizelere inanmakla kalmayıp istediğinde o mucizeleri yaratan insanlar oluduğumuza gelip sayfalarca yazabilirim.
Bu kouyu kısaca geçmek istiyorum. "Kim neden kazandı? kim neden kaybetti?" diye soranlar var. kısa bir cevap olsun,
yerlisi yabancısı ile bunu cani gönülden isteyen ve bunu milli dava haline getiren yüz milletten insanın yaşadığı bir şehir kazandı, pek de gönüllü olmayan, istediğinden dahi emin olmayan diğer sehir ise kaybetti.

Dubai nin neden kazandığını anlatmak için bazıları kestirme yoldan, "para sağlam tabi, alırlar", "satın almışlardır, kesin" laflari dolanıyor ya.. işte o zaman "kardeşim kalk oturduğun delikten bir çık da şuradan bak" demek istiyorum. tablonun hakkını verebilmek için ileri geri hareket ederek izleyen sergi seyircisi gibi.
Burada aylarca beynimize kazınmış ve 7 yıl sonrasında bu şehirde yasayip yasamayacagi dahi belli olmayan insanlarin merakla beklediği ve heyecanla istedikleri ve bunun için de çalıştıkları bir olayı sadece para olarak yorumlamak cok yanlış olur. Gelsinler hele bu ruh nasıl oluşturulmuş, cebinde baska bir ülkenin pasaportunu tasıyan, başka dil konusan çocuklar nasıl hep beraber we won!! diye haykırabildiler bir araştırsınlar.

Bugun hiç niyetim yoktu yazmaya, bugün başka şeyler paylaşacaktım, ama tüm gün adığım tebrik sms leri ve mailleri sonrasında aksam apartman panosunda gördüğüm şu ilan ve ardından asansörde tanimadigim adamın 9. kata gelene kadar bana EXPO nun faydalarını anlatması üzerıne dedim yazmak şart, böyle bir adanmışlık bahsedilmeden geçilebilecek bir konu olamaz.

gün içinde gördüğüm on yüz milyonuncu kutlama mesajı :)

No comments: