Monday 24 March 2014

Art Dubai 2014

Evvet nerede kalmıştık bakalım? En son "Dünya Kediler Günü" dedik değil mi? :)

Sonrasında neler oldu? 

Oldukça yoğun bir kaç haftanın sonunda, 3 haftalığına anne babam yanıma geldiler. Onlar gitti "ebem bende ben ebemde" modunda, ben Türkiye'ye gittim ve geldim. 

Bu Cuma evden çıkmadan, minimum zeka gerektiren işler ile meşgul olarak bir nevi "beyinsel detoks" yaptıktan sonra, Cumartesi günü Dubai'de en sevdiğim etkinliklerden biri olan; Art Dubai'yi ziyarete gittim. 

Şu noktada ben uyarımı yapayım; yazının ilerleyen kısımları bol fotograf içermektedir. Fotograflar arasında bir iki satır cümleyi de yerleştirmeyi ihmal etmedim. "Yazılarını saklamışsın" demeyiniz lütfen.

Bu sene 8. yılını dolduran Art Dubai geçen senenin ardindan oluşturduğu yüksek beklentinin etkisi ile herhalde "Devamı nerede peki?" sorusu ile bir anlığında duraksamama sebep oldu. 

Sonra dikkatle bir kez daha gözden geçirdiğimde haksızlık ettiğime karar verdim. Onceki senelerde Kafkaslardan bir katılım hatırlamazken bu sene Caspian Art Foundation olarak salonun bir sırasını komple Kafkaslardan gelen sanatçılara ayırmıslardı.

Geçen senelerde aynı anda sergiledikleri, en yüksek ödül dağıtılan fotograf yarışmasının sergisi, bu sene yoktu. Ama Cartier in muhteşem tasarım ve ihtişamdaki mücevherleri elbette salonun girişindeki özel alanda sergilenmekteydi. 
Bir negatif nokta Türk katılımcılar için. Geçen senelerde dikkatimi çeken eserler bulunurken bu sene tek bir galeri katılmıştı. 

Geçen sene katılan Türklerden dikkat çekici bir eser deyince bunu paylaşmamak olmaz. 

Elif Uras - Madonna and Child.
İznik Ware, underglaze painted, gilding, 54 cm x 68 cm - 2011- Galeris

Bu senenin eserlerine gelecek olursak, ilk gördüğüm eser şu oldu, iki pozlamayı üst üst yapmışlar dikkatimi çekti, üst üste pozladıklarının kendi içlerinde bir ilişkisi var gibi geldi. ya da benim öyle göresim vardı.


Yukarıdakileri gördükten sonra ilk dikkatimi çeken şu duvar halısı ve içinde gizlenmiş yüzler oldu.

Zoi Gaitanidou - Galeri: The Breeder - Atina / Yunanistan

Yüze odaklanınca ne kadar ince çalışılmış insan şaşırıyor. 

Burada da başka bir surat gizlenmiş.

maalesef artistin ismini bulamadım.
Hazır biraz ürkütücü suratlardan başlamışken bunu da ekleyelim. Bir fotograf üzerine farklı malzemeler ile kolaj çalışması yapmışlar.

Sergideki her surat böyle değildi. Buyrun Saudi Arabistan'dan bir sanatçı şeker ambalajlarından şöyle bir portre yapmış. "Altın Küpeli Kız"
Ghada Al Rabae - Girl With The Golden Earrings
132,7 x 91,5 x 4 cm - Athr Gallery - Jeddah / Saudi Arabia 
Dubai'den katılan bir galeri ise tahtalar üzerine yaptıkları basit desenler ile şu suratı elde etmişler.



Bir de şu heykeli paylaşayım, Kafkasyalı sanatçılara ait bir eser. Katılımcılardan biri de arkada dinlenmeye geçmiş. 



Ziyaretçiler bazı eserler önünde kalakaldılar. Kimi anlamak için, kimi ise hakkı ile sindirerek izlemek için.


Ondeki heykelin ismi "Sportswear" idi. Yüz ifadesinden tutun da t shirt üzerindeki gözeneklere kadar her bir detay ince ince çalışılmıştı. 



Art Dubai ziyaretçileri arasında bol bol çocuklar vardı. Bazıları gruplar halinde gelmiş önlerinde bir rehber eşliğinde eserler önünde oturup, konuşuyorlar, dokunarak inceleyerek sanatı öğreniyorlardı bazı eserler "dokunulmaz" olarak sergilenmiş olsa da.
Aşağıdaki duvar tablosu da tamamı ile legolardan yapılmış. İlk gördüğümde verdiğim tepki "aa legolar ile yapmışlar" gibi sakin bir hayret ifadesinin ardından iki çocuk koşarak "heyyy legoooo" diye çıglık atınca sanatçının ilgi çekmek için çok başarılı bir yol bulduğuna 7 - 77 herkesin ilgisini çektigine eminim artık. 
Lego - Sean Cordeiro ve Claire Healy * Gallery Wendi Norris * San Francisco * USA

Bazıları eserlere anlam vermek konusunda bayağı zorlandı


Bazıları için ise çok kolaydı


Bazıları zaten her gün gördükleri binaları görmeyi pek ilginç bulmadı, önünden hızlıca geçti bir sonraki esere.



Aşağıdaki eseri de beğendim. Keyifli bir sunum, ben de fotograftaki ziyaretçi gibi uzun uzun her bir fotografı inceledim. 


Her izleyen ile yeniden şekillenen sanat eserleri de vardı. Gerçi izlerken gözlerimi çok yorduğu için bir kaç poz alıp mekandan uzaklaştım. Bence sadece bu gözü zorluyor olmasından dolayı başarısız bir eser derim. Aynı mantık ile Anısh Kapoor un eserlerini Istanbul'da SSM de izlediğimde hiç böyle bir yorulma yaşamamıştım.

gözlere zarar ayna

Merak sanatın yarattığı duygulardan bir tanesi. Beyefendi hafiften vurarak malzemesinin ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Alt kısımda yazan etiketinde ise heykelin Bronzdan yapıldığını zaten belirtmişler.

And Then (I shut my eyes) - Saint Clair Cemin * Bolsa de Arte * Sao Paulo / Brazil
Her bir çocuğun teker teker incelediği şu fil heyleli üzerinde magara duvarlarını susleyen resimleri andıran figürler var. Evet bahsettiğim çocuklar aşağıdaki fotografta yer almıyorlar; çünkü çocukları fotograflamayı ve burada paylaşmayı içime sindiremiyorum.


Aşağıdaki tabloları gördüğümde birdenbire üniversite yıllarıma ışınlandım ve dansettiğim günleri hatırladım. : ) Güzel günlerdi. Tablodaki adam da bizim egitmenimize oldukça benziyor. 


 Uzakdoğulu bir sanatçıya ait olan, ahşap üzeri boyama ile oluşturulmus eser de dikkat çekici idi. Ben yakın çekimde sağ alttaki ifadeyi tercih ettim.



Aşağıdaki eserde de yere bakan bir surat gerçekten var mı? Yoksa tamamı ile benim uydurmam mı bilemedim. 


Aşağıdaki eserin sanatçıları Harem'den esinlenmişler. Bu serinin ismini de, Les Femmes du Maroc koymuslar. Kadının kollarına, yüzüne ve ayaklarına ince bir kalemle arapça sözler yazılmış. Art Dubai deki kadın sanatçı miktarının yüksek olduğunu okudum önceki gün, sanırım bu da eserlere etkisini göstermiş.


Les Femmes du Maroc * Lalla Esaydi - Kashya Hildebrand Gallery / London * UK

Kadınlardan bahsermişken bu fotografı da paylaşmam lazım. Bu seriyi çok beğendim. Her ne kadar yansıma olması esas eserin yapısını bozuyor gibi dursa da, arka alanda yakaladığı görüntü ile uyumu yüzünden bunu paylaşmaya karar verdim.



YOU ARE STILL HERE? 
:) Aman kaçmayın.. Daha paylaşacaklarım var. Biliyorum biraz uzun oldu ama her birisi ayrı güzel. Yer problemi de yokken, eleyip üç beş tane paylaşmak istemedim. Eksik kalıyor gibi geliyor.


Serginin en pahalı eseri degil elbette ama kelebeklerin kanatlarının gerçek para banknotlarından yapıldığını düşününce, maşallah diyesim geldi. 
Akıl edip diğer taraftan fotograflasaydım belki bu kadar karışık bir görüntü olmazdı. 



Ama merak etmeyin, hemen yakın çekimden başka bir fotografı daha paylaşıyorum. Adam harbi harbi almış poundları kesip kesip kullanmış. Arada 20'lik banknotlar ile beraber farklı ülke paraları da vardı.


Paradan laf açılmışken; aşağıdaki aynanın 240.000 dolar olarak etiketlendiğinden bahsetmeden edemeyeceğim. 
Ayna üzerindeki o minik minik renklerin her birisi yansımadan oluşan desenler. Karşısındaki görüntü değiştikçe eser de kendisini yeniliyor. 


Aşağıdaki eseri anlayabilmek için Art Dubai'nin günlük gazetesindeki haberi okumam gerekti. Suudi artist 1970'lerden kalma çeşitli dua, ve dini metin kasetlerini toplamış ve bir fırın tepsisine yerleştirmiş. Kasetlerin üzerinde arapça "hak" ve "batıl" kelimeleri yazılıymış. Kısaca doğru ve yanlış kavramlarına karşılık gelen. Sanatçımız Mallul bu çalışması ile bir jenerasyonun bu dini kasetler ile nasıl beslendiğine dikkatleri çekmek istemiş. Bu çalışmasının karşılığında da 27,000 dolar bir bedel istemiş.


Sergideki eserlerin tamamında dini referanslar ya da Arab / Orta doğu camiasına yönelik eserler yoktu. Bazıları aşağıdaki gibi esprili bir şekilde eleştiri de getiriyordu. Geçenlerde bir çocuğun ankesörlü telefonları görüp yaşadığı şaşkınlığını duyduktan sonra yakın gelecekte çocuklar, ilk telefonların böyle bir şey olduğunu düşünürler ise hiç şaşırmam :) 

Kafkasyadan katılan bir sanatçıya ait bir çalışma.
Madem taş devrine kadar uzandık, magara duvarlarındaki işaret, yazı ve desenlere benzeyen figürlerden mamul bu eseri de hemen şimdi analım. Daha önce paylaştığım fil eseri ile aynı elden çıkma, her ikisinde de ortak figürler kullanılmış.


Mağara duvarlarına çizildiği için ölümsüzleşen bu desenler ile uyumlu olarak şu aşağıdaki çalışmaya da bir bakalım.
"Forever these words unsteadily will live" demiş sanatçı. Geçen sene de aynı tarzda ama cümlesi farklı olan bir eser daha vardı. Bu sene gördüğümde "Aaa yine aynısı ile mi katıldın? Hani nerede senin sanatçı yaratıcılığın?" da deme utanmazlığını gösterdim. Sonra da sözümü geri aldım. Bazı sanatçılar bir tarz oluşturup, bunu kendi dilleri olarak kullanıyorlar. Fotograflarında sürekli farklı bir tarz ile bir şeyler demeye çalışan benim için ilk başta bu düşünceye gelmek pek kolay değildi.


Sanatçılar Dubai dışından katılmış olsalar da Dubai teması bolca mevcuttu eserlerde. "Postcard from Dubai" de bunlardan birisi. Eserlerin boyutu tüm duvarı kaplayacak şekilde. Eger sanatçıyı yanlış anlamadıysam, gerçek insanların resimlerini yapmış. 



galerie daniel templon tarafından sergileniyor aşağıdaki heykeller. Fransadan bir kesit mi dersiniz, yoksa emekçi her yerde emekçi mi dersiniz bilmiyorum.

Arka alanda görülen tencereler ise bir kulenin görünen ufak bir parçası. Çinli sanatçı, 15 den fazla tencereyi üst üste dizerek bir nevi kule yapmış.



Vaktimiz azalmaya başlamışken, birbiri ile pek bir alakası olmayan ama sevdiğim şu eserleri de eklemek istiyorum. Buraya kadar geldikten sonra onlara da bakarsınız değil mi? : )

Hipnotize edici ve pozitif enerji verici bir etkisi var bu çalışmanın. Ama uzun süre bakınca gözü alıyor gibi.

Herhalde sanatçımız burada hayatın görünmeyen çarklarını, görünür kılmak istedi.

Eserler içindeki aynaları çok sevdim, olur olmaz noktalarından bir şeyler yakalamaya çalıştım. Ne olduğu anlaşılamayan soyut boyuta geçmiş bol fotograf var ama onları artık başka bir zaman paylaşırım, belki yansımalar başlığı altında.
 Aşağıdaki iki eser birbirinin kardeşi gibi duruyorlar. Kuma saplandığında çok hoş bir görünümümleri var. Pek bir dekoratif göründüler.



ahh ahh şunu unutuyordum az daha..
Ben şöyle dikey kadrajdan bakınca; iki göz, bir burun ve sevimli bir surat görsem de, sanatçı bu eserine "french kiss" ismini uygun bulmuş.

:mentalKLINIK- 2013- Gallery Isabelle Van Den Eynde - Dubai - UAE

Time is up!





No comments: