Monday 13 January 2014

Hayal etmeyi bırak, yaşamaya başla.

"Yollarda geçen günlerden sonra ruhum dinlenmek istiyor, yediğimi, dinlediğimi, gördüğümü, okuduğumu sindireyim istiyorum" diyordum.

Ruhum kadar bedenimin de dinlenmeye ihtiyacı varmış. Ben çaktırmadan, çaktırmadan planları, programları yapmaya başlayıp şu gün spor, bugün koşu, şu akşam sergiye gider çıkınca da kızlar ile buluşurum, hafta sonuna da şunu yaparım diye sıralarken birden şişen boğazım "Dur kızım, nereye?" dedi. 

H li ve N li afilli isimleri ile her sene farklı bir kreasyonda piyasaya çıkan grip virüsleri bu sene Türkiye'de herkesi yorgan döşek yatar hale getirdiğini yakından görünce, başka zaman üzerinde durmayacağım boğaz yanmasını ve şişmesini inanılmaz ciddiye alarak her türlü aktivite planını anında iptal edip, evde yarım kalmış dizileri bitirmeye adadım kendimi. (Evet bir kez daha bu cumle-paragrafımsıyı okumak gerekebilir. Ben de okudum emin olmak için. Fazla uzun gibi geldi ama sonra da "tam da benim dediğim şey zaten" diyerek değiştirmekten vazcaydım)

Kendimi dizilere adamış ve yarım kalmışları bitirmişken bu akşam bir de film ile üc günlük tatilin son gününde "golden shot" alayım dedim. Geçtiğimiz hafta içinde gazetede bir film hakkında bir cümle okudum. "her dakikanın fotografını çekmek" ile alakalı bir şeyler diyordu ve bu filmi mutlaka izlenmeli diye tavsiye ediyordu. Filmin ismi "The Secret life of Walter Mitty"  

Hani filmin afişine baksam, bana "gel de beni izle" demezdi, hele de fotografla ilgili pek hoş şeyler diyeceğini ise hiç tahmin bile etmezdim.

Okuduğum makaleyi unutmuş ya da unuttuğumu sanmışken başka bir yerden daha bu filmi duyunca "hadi bakalım iki alakasız noktadan karşına çıktı o zaman bu izlenmeli" gibi son derece mantıklı ! bir gerekçe ile izlemeye başladım. 

İlk anlarında cidden sardığını söylemekte zorlanıyorum ama ortalarına geldiğimde yüzümde hafif bir gülümseme ile sevgili kahramanımız Walter Mitty i izlemeye daldım. Filmnin afişinde de gördüğünüz gibi çok hoş bir slogan ile çıkıyor karşımıza, 
Hayal etmeyi bırak, yaşamaya başla.

Konu ile alakalı sound track den şu parçayı dinlemeye başlayabiliriz şu aşamada. Sözlerini merak edenler için şöyle de bir hizmette bulunayım  



Zaman zaman elimde makinem olsa dahi bir şeylerin fotografını çekmeden geri geldiğim zamanlar olmaya başladı. farkında olmadan, Filmin içinde bir kaç sahneyi ve özellikle bir diyalogu gördükten sonra farkında olmadan yaptığım bu şeyi daha bir bilinçli olarak düşünmem gerektiğine karar verdim. Fotografla kıyısından köşesinden ilgilenen birileri, hayalleri olan ve sürekli bu hayallerini erteleyen birileri var ise işe şu filmi izlemek ile başlayabilirler bence. 

İlaç niyetine, güzel manzarlar eşliğinde izlenecek bir film. Dürüst olmak gerekirse filmin baş taraflarında "ne diyorsun yahu, ne bu? bu film böyle giderse izlenmez" diyordum ki sonradan bu şekilde haksızlık ettiğimi de anladım. Çok mühim şeyler söyleyecek diye gitmemek lazım ama keyifle vakit geçirip bu arada da bildiklerimizi yeniden hatırlamak adına güzel.. 
izleyin derim. :) 

Bu kadar anlatmışken fragmanını da eklememek olmazdı. 


No comments: